Deneyimli polis memuru Daniel, gece nöbeti devriyesi sırasında karşısına çıkan yaralı genci bir an evvel hastaneye yetiştirmek için aceleyle yola koyulur. Gencin şiddetli kanaması olduğunu fark eden kahramanımız, yakın olmasından ötürü -bir süredir taşınma hazırlıklarından dolayı tam kapasite hizmet veremeseler de- Marsh Country acil bakım ünitesini tercih eder.
Acil bakım servisinde sadece tek doktor ve biri stajyer olmak üzere iki hemşireyle karşılaşan Daniel, hastayı kurtarabilmek için ellerinden geleni yapmaları ister. Hastanenin tecrübeli hekimi Dr. Powell, hastanın hikayesini öğrenip ona göre tedavi uygulamak istese de ansızın gerçekleştiği için anlatacak pek bir şeyi bulunmayan Daniel yardımcı olamaz. Öte yandan revirde yalnız olmayan kahramanlarımıza, doğum için bekleyen bir bayan ve büyük babası da eşlik etmektedir. Çok geçmeden hastanın üzerindeki kanların ona ait olmadığının tespit edilmesi ve hastanede bir takım tuhaf olayların ortaya çıkması bir anda ortamın buz kesmesine sebep olur. Dahası telefonlar ve telsizler de çalışmaz olmuştur. Etrafı kolaçan etmek için dışarı çıkan Daniel, garip kostümlü radikal bir grubun saldırısına uğrar ve arabasına ulaşıp yardım çağıramadan hastaneye dönmek zorunda kalır. Bu sırada oldukça agresif görünümlü, silahlı iki kişi de başlarının belada olduğunu söyleyerek hastaneye sığınır. Hastalardan bazılarının saldırgan tavırlar sergilemesiyle giderek kontrolü kaybeden Daniel, bodrum katından gelen bir çağrı sonrasında neler olup bittiğini anlamak için Dr. Powell' ı aramaya karar verir. Son mermileri ve ellerine geçirdikleri silahlarla bodrum katındaki morga ilerleyen Daniel ve kader ortakları, kendilerini dehşet dolu başka bir boyutun kapısında bulurlar. En derin korkularla yüzleşmek zorunda kalan ve çok geçmeden cephanesiz kalıp, kapana kısılan kahramanlarımız çaresizliği iliklerinde hissetmeye başlarlar. Sır perdesini aralamak ve düğümü çözmek için kararlı olan Daniel, nasıl bir belayla karşı karşıya olduklarının bilincinde değildir. İşin kötüsü gece henüz yeni başlamıştır...
İyi; Sürükleyici kurgusu ve tekinsiz atmosferiyle başarılı bir korku-gerilim filmi. Daha çok 80'li yıllar korku furyasının hakim olduğu senaryo, John Carpenter, Clive Barker ve Stuart Gordon gibi usta isimlerin yapımlarını anımsatıyor. H.P. Lovecraft kitaplarındaki fantastik yaratıklar, Silent Hill vari canavarlar ve bol kanlı cesur sahneleriyle izlemeye değer retro bir alternatif. Tabii olayların hastanede geçmesi de korku-severler için bir başka artı. Kült filmlerden hoşlananlar için nostalji kokan, gizem seviyesi yüksek bir seçenek.
Kötü; Konsept olarak çoğu korku- gerilim öğesinden azar azar olsa da ne yazık ki hiç biri tam değil...
Editör'ün Puanı
Lütfen ofansif bir dil kullanmadığınızdan, yapıcı öneriler ve eleştirilerde bulunduğunuzdan emin olun. Yorumlar denetlendikten sonra uygun bulunursa yayımlanmaktadır. Anlayışınız için teşekkürler.