Korku-gerilim sinemasının kendisini tekrarladığı son yıllarda,farklı konusu ile göze batan nadir filmlerin başında gelen Descent,ilk filmin başarısının ardından serinin ikinci filmiyle de tahtını sağlamlaştırdı.Peki bu filmde öne çıkanlar neydi,şimdi incelememize geçelim.
Sarah'nın ailesiyle beraber geçirdiği dramatik kazanın ardından,eşi ve çocuğunun ölümü nedeniyle uzun süre onların yasını tutmuştur.Aradan geçen koca bir yıl sonrasında,Sarah yakın arkadaşları ile bir araya gelip,hepsinin de ortak hobisi olan,daha önce keşfedilmemiş bir mağaraya inişleri ile başlarına gelecekler filmin konusunu şekillendiriyor.Lakin asıl sürpriz ise Juno dışında diğer kızların bu mağaranın daha önceden keşfedilmemiş,tamamen bakir bir mağara olmasını öğrenmeleri ile ortaya çıkıyor.
Kahramanlarımız bir gece konakladıkları dağ evinde neşeli bir günün ardından arabalarına atlayarak gizemli mağarayı keşfe yola çıkarlar.Başlarda her şey normaldir ve Juno önderliğinde,sıkı arkadaşlar mağarayı dışardan incelemeye başlamıştır.Kızlar her zaman yaptıkları rutin bir mağara gezisiymişçesine davranmaktadır.Ancak yaşadıkları bir aksilik nedeniyle,mağaraya girdikleri tünelin enkaz altında kalması üzerine Juno'ya çıkış yolunu sormalarıyla gerçeği öğreneceklerdir.Artık sonu belli olmayan gizemli tünelde yeteneklerini sergileyerek takım ruhu içerisinde çıkışı arayacaklardır.
Mağara içerisinde zorda olsa ilerlemeye devam eden kahramanlarımız,yanlarındaki yiyecek stoklarının tükenmeye başlaması ile endişelenmeye ve buradan kurtulamayacakları fikrine kapılmaya başlarlar.Kısa süre içerisinde sarp kayalıklardan ilerlerken bir arkadaşlarının da sakatlanması,onları daha da yavaşlatıp burdan çıkmayı başaramayacakları önyargısını destekleyecektir.Ancak yaşadıkları aksilikler bunlarla da sınırlı kalmayacaktır.Mağara içerisinde tam anlamıyla kaybolmuşlardır ve yön bulma yetilerini dahi kullanamaz hale gelmişlerdir.Bütün bunların üstüne bir de mağarada yalnız olmadıklarını anladıklarında ise,onlar için dehşet dolu anlar başlayacaktır.
Juno liderliğinde kaybolan kızlar,mağarada uzun uğraşlar sonucunda geniş,rahat nefes alabilecekleri bir yer altı odasına ulaşırlar.Fakat burası büyükbaş hayvan kemikleri ile dolu tuhaf bir mekandır.Kahramanlarımız ellerindeki kameranın gece görüş modunu kullanarak,zifiri karanlık içerisinden yönlerini bulmaya çalışırlar.Ancak kamerada gördükleri şeyler başlarına geleceklerin habercisi olacaktır.Çok geçmeden mağaranın vahşi,etçil yaratıklarla dolu olduğunu anlayacaklardır.Dahası bir arkadaşları onların saldırısına uğrayacaktır.
Panikleyen maceraperest kızlar ne yapacağını bilemez halde mağara içerisinde koşuşturmaya başlarlar.Artık hayatta kalmak istiyorsa bu tuhaf yaratıklardan saklanmak ya da onlarla savaşmak zorundadırlar.Telaşe ile farklı yollara dağılan kahramanlarımız,zamanla vahşi yaratıkları daha yakından tanıyacaklardır.Çok geçmeden yaratıkların gözlerinin görmediğini ancak etraftan gelen seslere karşı çok hassas bir kulak yapılarının olduğunu keşfederler.İşleri oldukça zordur,çünkü artık yüksek sesle konuşup,birbirlerini bulma ve beraber hareket etme şanslarını yitirmişlerdir.
Artan ölümlerin akabinde,bu cehennemde halen sağ kalan Juno ve Sarah arasında ise bir takım gizli sırların ortaya çıkması,kahramanlarımız birbirlerine sırtlarını dönmelerine neden olacaktır.
İyi;Gerilim düzeyi tavan yapan,sürekleyici kurgusu ile soluksuz izleyeceğiniz kalite bir yapım.Yaratık modellemeleri vs oldukça başarılı...Bu tarzı beğenenler alternatif olarak The Cave filmini de izleyebilirler.
Lütfen ofansif bir dil kullanmadığınızdan, yapıcı öneriler ve eleştirilerde bulunduğunuzdan emin olun. Yorumlar denetlendikten sonra uygun bulunursa yayımlanmaktadır. Anlayışınız için teşekkürler.
Lütfen ofansif bir dil kullanmadığınızdan, yapıcı öneriler ve eleştirilerde bulunduğunuzdan emin olun. Yorumlar denetlendikten sonra uygun bulunursa yayımlanmaktadır. Anlayışınız için teşekkürler.